T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi

Y A R G I T A Y İ L A M I

Esas No : 2019/…
Karar No : 2019/..
Tebliğname No : 1 – 2018/…

İNCELENEN KARAR:
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi
TARİHİ VE NO : ../10/2018, 2018/.. (E) ve 2018/.. (K)
SANIK : ..
ÖLDÜRÜLEN : …
KATILANLAR :…, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
SUÇ : Kardeşe karşı kasten öldürme
SUÇ TARİHİ : ../10/2016
HÜKÜM : Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinden verilen ve TCK’nin 82/1-d, 29, 62 ve 53. maddelerine göre 20 yıl hapis cezası ile mahkumiyete ilişkin hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi.
TEMYİZ EDENLER : Sanık müdafii, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili

TÜRK MİLLETİ ADINA

Sanık ..hakkında; maktul ..’ya yönelik nitelikli kasten öldürme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin, sanık müdafii ile katılan Kurum vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine istinaf başvurusunun kabulü ile duruşmasız yapılan inceleme neticesinde; “sanık hakkında maktul ..’yı kasten öldürme suçundan kurulan hükme yönelik İstinaf başvurusunun esastan reddine’’ dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin …10.2018 gün ve 2018/… esas 2018/.. karar sayılı kararında bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin; eksik incelemeye, TCK’nin 29. maddesinin derecesine, katılan Kurum vekilinin; olayda haksız tahrik olmadığına, cezadan indirim yapılmaması gerektiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Maktul hakkında düzenlenen Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesinin …01.2018 tarihli raporun sonuç kısmında ‘’ maktulün maruz kaldığı genel beden travması ile ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu, ölüm olayında başkaca ortak bir neden bulunmadığı’’ tespitinin yapıldığı, ayrıca ‘’maktulün klinik durumu ve ölüme neden olan travmatik değişimlerin lokalizasyonları, özellikleri ağırlıkları ile ölüm sebebi dikkate alındığında (travma sonrası yaklaşık 3 gün bekletilmeksizin) zamanında hastaneye götürülerek tedavisine başlanmış olması durumunda kurtulma ihtimalinin bulunduğu’’ nun belirtilmesi karşısında;
Olay tarihi olan …10.2016 günü maktulle tartışan ve kendi beyanına göre maktulün kafasını defalarca yere vurup maktulün hareketsiz kaldığını görmesi üzerine maktulü evde kendi başına terk etmek suretiyle kasten ölümüne neden olduğu anlaşılan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 83/2-b. maddesi gereğince ceza verilmesi yerine yazılı şekilde ‘’istinaf başvurusunun esastan reddine’’ karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde bulunduğundan hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak CMK’nin 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 304/2-a maddesi uyarınca dosyanın Fethiye Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, Üye İbrahim İlhan’ın sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nin 82/1-d maddesi kapsmında kaldığı yönündeki karşı oyu ve oy çokluğu ile ../10/2019 gününde karar verildi.

KARŞI OY:

Tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Sanğın kardeşi olan maktul ile birlikte yaşadığı evde tartışmaya başladıkları, tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine sanığın maktulü önce yumrukladığı, daha sonra yere düşen maktulün kafasını tutarak defalarca sert zemine vurduğu, maktulün aldığı darbelerin etkisiyle düştüğü yerde bilinci kapalı bir şekilde kaldığı, sanığın ise gidip yattığı, sabap kalkıp işe gittiğinde de maktulün halen düştüğü yerde hareketsiz yattığını gördüğü halde herhangi bir müdahalede bulunmadığı, olaydan üç gün sonra maktulün oğlunun meraklanıp sanığa babasını sorduğu, sanığın tanığa “baban doğulularla birlikte çalışmaya gitti” diyerek olayı gizlemeye çalıştığı, ancak tanık …’in şüphelenip eve bakmaya geldiğinde babasını aynı yerde hareketsiz bir şekilde görünce hastaneye götürüp tedavi ettirmeye çalıştığı, ancak hastanelerdeki tüm tedavilere rağmen maktulün kurtarılamadığı sübut bulmuştur.
Her ne kadar sayın çoğunluk eylemin TCK’nin 83/2-b maddesinde düzenlenen ihmal suretiyle ölüme neden olma suçunu oluşturduğuna karar vermiş ise de bu karara katılmıyorum. Şöyle ki; bu maddede tanımlanan suçta failin doğrudan öldürme kastı yoktur. Ancak kusurlu bir hareketi sonucu mağdurun hayati bakımdan bir tehlike meydana gelmiş olup yasa faile mağdura yardım etme yükümlülüğü getirmiştir. Eğer fail bu görevini yerine getirmeyip mağdur, failin kusurlu hareketine bağlı olarak ölmüş ise bu maddeye göre uygulama yapılacaktır. Bu maddeye en iyi örnek trafik kazalarında faillerin yaraladığı kişilere yardım etmeyip ölüme terk etmeleridir. Maddenin gerekçesinde de bu şekilde açıklanmıştır. Oysa fail mağdura karşı doğrudan öldürme kastı ile hareket etmiş ve ölüm neticesini meydana getirecek icrai davranışlarda bulunmuş ise artık failin maktule neden yardım etmediğinden bahsedilemez. Zaten failin yardımları sonucunda ölüm neticesi engellenmiş ise TCK’nin 36. maddesi uygulanacaktır.
Somut olayı incelediğimizde ise; taraflar arasında bir tartışma ve kavga olayı yaşanmıştır. Sanık maktule duyduğu öfke ile vücudunun her tarafına vurmuş ve en son kafasını tutarak sert zemine defalarca vurmak suretiyle bilincini kaybedene kadar eylemine devam etmiştir. Maktul vücudunun her tarafına aldığı bu darbeler nedeniyle geçirdiği genel beden travmasına bağlı olarak ölmüştür. Sanık ertesi sabah maktulün aynı yerde hareketsiz yattığını görmesine rağmen hiçbir şey yapmamış, aksine olayı gizlemeye çalışarak öldürme kastını ortaya koymuştur. Sanığın gerçekleştirdiği ve ölüm sonucunu doğuran icrai hareketler, aralarındaki husumet, olaydan sonraki davranışları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın doğrudan öldürme kastı ile hareket ettiği ve kararın doğru olduğunu düşündüğümden sayın çoğunluğun kararına muhalefet ediyorum.