T.C.
FETHİYE                                                                           TÜRK MİLLETİ ADINA
İCRA HUKUK MAHKEMESİ                                       GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/…
KARAR NO : 2016/…
İCRA NO  : 2/  2014/… Esas

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI  : …
VEKİLLERİ : Av. AHMET CAHİT OLGUN –  Av. OSMAN ALPER OLGUN – Tuzla Mahallesi 520.Sokak No:22  Fethiye/ MUĞLA
DAVALI  : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : İcra Takibine İtirazın Kaldırılması
DAVA TARİHİ : 14/03/2016
KARAR TARİHİ : 05/04/2016
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ..01.2015 havale tarihli dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında; 2 adet faturaya dayanarak davalı borçlu aleyhine alacaklarının tahsili için Fethiye 2. İcra Müdürlüğünün 2014/… Esas sayılı olarak ilamsız takibe giriştiklerini, davalının borcunu ödediğinden bahisle ilamsız icra takibine süre içinde borcun tamamını ödediğini ikrar ederek itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı alacaklı ile arasındaki borç ilişkisini kabul ettiğini, davalı borçlunun itirazının ödeme olgusuna dayandığından İİK 68 maddesine uygun belge aranması şartının ortadan kalktığını, davacının her iki faturada yazılı ürünleri davalının çalışanına imza karşılığında Fethiye’de teslim ettiğini belirterek davalı borçlunun itirazının kaldırılmasına ve takibin devamına, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….02.2015 havale tarihli cevap dilekçesindeki beyanında; davacının hukuki ilişkinin ifa yerinin Fethiye olduğu iddiasının doğru olmadığını, faturaların usulsüz olarak düzenlendiğini, malların Gebze’deki adrese teslim edildiğini, ifa yerinin Gebze olduğunu, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemesinin gerektiğini, icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini, ayrıca davacı ile aralarında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığnı, 2014 yılı Mayıs ayında … Doğrama adlı firmanın yetkilisinin …’dan … M2 muhtelif cam alındığını, bu camların Fethiye …deki şantiyelerinde kullanıldığını, …’ın bu camları ..İnşaat.. ‘dan aldığını, davacı ile ticari ilişki kuranın … olduğunu, …07.2014 keşide tarihli Denizbank… Şibesine ait … no.lu 90.000,00-TL bedelli çek ile davacının borcunun ödendiğini, takibe konu faturaların bu alışverişten sonra takibe yakın bir tarihte usulsüz olarak düzenlendiğini düşündüğünü, sevk irsaliyesinde malları teslim alan kişi olarak …’in ….06.2014 tarihinde işyerinden ihtilaflı olarak ayrıldığını, her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesinde bu durumun ortaya çıkacağını belirterek borcun tamamına, faize ve yetkiye itiraz ettiğinden davacının haksız ve mesnetsiz davanın reddine ve takibin iptalin karar verilmesini talep etmiştir.
Fethiye 2. İcra Müdürlüğü’nün 2014/… Esas sayılı dava dosyası dosyamız arasına konulmuştur. İncelenmesinde; davacı alacaklı …tarafından davalı … aleyhine 2 adet faturaya ilişkin olarak ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya …12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, …12.2014 tarihinde davalı borçlu tarafından itiraz edildiği, icra müdürlüğünce ….01.2015 tarihli olarak İİK’nın 62. maddesi gereğince itirazın kabul edilerek İİK 66. maddesi gereğinc takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 2015/.. Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonunda verilen …06.2015 tarih ve 2015/.. sayılı ve ;”İtirazın kaldırılması talebinin REDDİNE, Fethiye 2. İcra Müdürlüğünün 2014/.. esas sayılı dosyasından çıkartılan ödeme emrinin İPTALİNE ve Fethiye 2. İcra Müdürlüğünün 2014/.. esas sayılı dosyasının talep halinde yetkili Gebze İcra Dairesine GÖNDERİLMESİNE ” dair kararının temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin …01.2016 tarih  2015/.. Esas 2016/.. Karar sayılı ilamı ile ve “…borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmakla yetki itirazının kaldırılarak borca yönelik itirazların esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir iken yazılı gerekçe ile aksi yönde hüküm tesisi isabetsiz” olduğu gerekçesiyle esas yönünden bozulmakla, mahkememizin 2016/.. Esasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Alacaklı tarafından borçlu davacı hakkında genel haciz yoluyla başlanılan ilamsız icra takibi sırasında, örnek (7) numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçe ile yetkiye ve borca itiraz ettiği, alacaklının itirazın kaldırılması istemi ile bu davayı açtığı görülmektedir. Bu halde öncelikle yetki itirazının incelenmesi, borçlunun takip icra müdürlüğünün yetkisine itirazının yerinde görülmesi halinde itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi, yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşıldığı takdirde ise, yetki itirazının kaldırılarak borca yönelik itirazların esasının incelenmesi gereklidir.
İİK’nun 50. maddesinin birinci fıkrasına göre HMK’da yetkiye ilişkin hükümler para ve teminat alacaklarına dayalı takiplerde kıyas yolu ile uygulanır. Aynı fıkranın ikinci cümlesinde, takibe konu akdin yapıldığı icra dairesinin de yetkili olduğu öngörülmüştür.
İİK’nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HMK’nun 10. maddesine göre, sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.
Sözleşmenin ifa yeri, BK’nun 73. (TBK 89.) maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, öncelikle borcun ifa yeri tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Şayet aksine bir anlaşma yoksa para borçlarında borç alacaklısının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Ancak aranacak ya da aldırılacak borçlarda bu madde uygulanmaz. Nitekim Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/12-1162-1191 sayılı kararında da bu kural benimsenmiştir. Ancak TBK’nun 89. maddesinin uygulanabilmesi için akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, faturalara dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine karşı borçlu yetki itirazında bulunmuş, icra mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde, alacaklı ile arasındaki hukuki ilişkiyi kabul etmiştir. Borçlunun borcu, bir miktar paradan ibaret olup, TBK’nun yukarıda yer verilen  hükmü  uyarınca alacaklının ikametgahı ifa yeri sayılır. Borçlu tarafça  para borcunun ifa yeri olarak bir başka belge de sunulmadığına göre,  BK’nun 73/1. (TBK.nun 89/1) maddesine göre, alacaklının kendi ikametgahında icra takibi başlatılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu halde yetki itirazının kaldırılarak borca yönelik itirazların esasının incelenmesi gereklidir.
Borçlu davalının Fethiye 2. İcra Müdürlüğü’nün 2014/…Esas sayılı takibe karşı verdiği …12.2014 tarihli itiraz dilekçesiyle; “1-Müdürlüğünüzün Esas sayılı dosyası ile aleyhime yapılmış olan takip ile ilgili borca açıkça itiraz ediyoruz. Alacaklı olduğunu iddia eden kişiye tüm alacağı ödenmiştir. Uslsüz olarak düzenlenmiş fatura ve sevk irsaliyesini kabul etmeyiz. Ayrıca Faize de itiraz ederiz fahiştir. 2- İcra Müdürlüğünün yetkisine de itiraz ederim Fethiye İcra Müdürlüğü yetkili icra müdürlüğü değildir Gebze İcra müdürlüğü yetkilidir” şeklinde borca itirazda bulunduğu görülmektedir. Borçlu “Alacaklı olduğunu iddia eden kişiye tüm alacağı ödenmiştir” şeklindeki bu itirazı ile ödeme definde bulunmuştur.

İİK’nun 68/1.maddesi  gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir.
İcra takibine dayanak yapılan belgelerin, İİK’ nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Ancak, borçlu, icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde, borç doğuran hukuki ilişkiye karşı çıkmayıp, itirazını sadece ödeme olgusuna dayandırdığına göre, artık ispat yükü borçluya geçmiş olup artık itirazın kaldırılması isteminin icra mahkemesince incelenmesi sırasında, alacaklının dayandığı belgenin İİK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden olup olmadığını araştırmaya gerek yoktur. Çünkü, anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan hukuki ilişki ve borç olup, bu husus da kabul edildiğine göre ayrıca ispatına gerek bulunmamaktadır. ( HGK. nun 01/12/1985 tarih ve 1984/12- 257 E.-984 K.)
Bu durumda; borçlu tarafından kabul edilen borcun ödendiği İİK’nun 68/1. maddesinde yazılı nitelikte belgelerle ispatlanamadığından, itirazın kaldırılması ve inkar tazminatı isteminin kabulü gereklidir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde bildirdiği davacı ile 3. Kişi … arasındaki ödemeler İİK’nun 68/1. maddesinde yazılı nitelikte belgelerden sayılamaz. Yerleşik Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. (Yargıtay 12. HD. 07.09.2015 T., E:2015/9256 – K.2015/19805, 02.07.2015 T.,  E:2015/8575 – K.2015/18983  vb.)
Bunların yanında borçlu itiraz dilekçesiyle talep edilen reeskont avans faiz oranına da itiraz etmiştir. Dosya kapsamına göre her iki tarafın da tacir ve takibe konu edilen borcun da ticari bir iş olduğu ortaya konulamadığına göre, davacının yasal faiz oranında faiz talep hakkı bulunduğu ve borçlunun bu yönleri amaçlayan itirazının yerinde olduğu anlaşıldığından takibin devamı ile birlikte yasal faiz uygulanması gereklidir.
Tüm dosya kapsamına ve açıklanan gerekçelere göre itirazın kaldırılması talebinin asıl alacak ve inkar tazminatı yönünden aynen ve faiz oranı yönünden kısmen kabulüne dair aşağıda yazılı bulunduğu şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalı borçlu …’nın Fethiye 2. İcra Müdürlüğünün 2014/…esas sayılı takibe vaki itirazının kaldırılarak takibin 109.231,77 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte olmak üzere DEVAMINA,
2-Takibe konu asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 1,50TL harcın davalıdan alınarak hazineye VERİLMESİNE,
4-A.A.Ü.T.gereğince 600,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça dava açılırken yapılan 44,60TL harç, 104,00 posta ve tebligat gideri ile 163,70 TL temyiz harcından ibaret toplam 312,30TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Hükümden bir suretin icra müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE,
7-Kullanılmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tefhimden itibaren 10 gün içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen  karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/04/2016