T.C.
FETHİYE
3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016 /…
KARAR NO : 2017 / …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI  : Y…
VEKİLLERİ : Av. AHMET CAHİT OLGUN – & Av. OSMAN ALPER OLGUN – Tuzla Mahallesi 520.Sokak No:22 48300 Fethiye/ MUĞLA
DAVALI  : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2016
KARAR TARİHİ : 08/06/2017
Mahkememizde görülmekte bulunan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili  mahkememize vermiş olduğu dilekçesi ile; davalının Fethiye ilçesi, … Mahallesi Cami mevkiinde kain .. parsel no lu 16.828 m2 lik taşınmazın 3000 m2 sinin maliki olduğunu, davalının bu taşınmazdan  yakın bir zamanda imar geçeceği konusunda davacıyı ikna etmesi ve gerekli teminatı bono olarak vereceğini beyan etmesi üzerine, tarafların, taşınmazın imara açılmasından sonra ifrazını yapıp şu anda ki yola cepheli olarak net 500 m2 lik oluşacak parselin 45.000,00 TL bedel ile satımı konusunda anlaştıklarını, anlaşma üzerine davacının satış bedeli olan 45.000,00 TL yi  nakden ve def’aten davalıya ödediğini, 16/07/2007 tarihinde de tarafların anlaşma senedini imzaladıklarını, satış bedelinin ödendiği tarihte ve sonradan düzenlenen senet tarihinde taşınmazın imar uygulaması görmediğini ve günümüzde dahi tarla vasfında olduğunu, senet düzenlenirken ada ve parsel numarası belli olmadığından bu kısımların boş bırakıldığını, yine söz konusu bedel de senet düzenlenmeden önce ödendiği için senette satış bedelinin de belirtilmediğini, davalının bu yerle ilgili bir  anlaşmazlık doğması halinde 250.000 TL yi ödemeyi kabul  ettiğini ve bu  bedelli bonoyu imzalayarak davacıya teslim ettiğini, aradan üç yıl  geçmesine rağmen, taşınmaz üzerinden imar geçmemesi ve davacının davalıya ödediği parayı da geri alamaması nedeni ile davacının satın  aldığı 500 m2 lik yerin 2010 yılı itibari ile 75.000 TL değerinde olabileçeği hesaplanarak icra takibi başlattıklarını ancak Fethiye İcra Hukuk  Mahkemesinin davalının şikayetini  kabul ederek takip dayanağı bonunun teminat bonosu olduğu gerekçesi ile takibin iptaline karar verdiğini, davalının da bunun üzerine senet üzerinin sonradan doldurulduğunu iddia ederek şikayetçi olması üzerine ceza yargılaması yapıldığını ve Fethiye 1.Asliye Ceza  Mahkemesinin 2016/…  Esas sayılı dosyası ile davacının davalıya 2007 yılında tarlanın bir kısmının devri karşılığında 45.000 TL ödediği, tarla imara açılmayınca davacının parasını geri alamaması nedeni iye suça konu bonoyu tarlanın takip  tarihindeki rayiç değeri göz önünde bulundurarak 75.000 TL üzerinden icra takibine koyduğunun anlaşılması  nedeni ile davacının beraatine karar verildiğini , kararın kesinleştiğini, böylece davacının davalıya 45.000 TL ödeme yaptığının kesin hükümle sabit olduğunu, davacının taşınmazı hiç kulanmadığını ancak davalının davacıdan tahsil ettiği 45.000 TL yi kullandığını belirterek, fazlaya ilişkin  hakları  saklı kalmak kaydı ile davacının ödediği 45.000 TL nin bilirkişilerce hesaplattırılacak güncelleştirilmiş bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, talepleri uygun  görülmezse 45.000 TL nin anlaşma senedinin düzenlendiği 16/07/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; öncelikle davacının var olduğunu iddia ettiği talebi ve alacağının zamanaşımına uğradığını, davacının 16/07/2007 tarihli anlaşma senedi başlıklı sözleşme gereğince davalıya 45.000 TL ödeme yapmış olmasının söz konusu olmadığını, davacının sözleşme gereği davalıya hiç bir ödemede bulunmadığını, 16/07/2007 tarihli sözleşme ile davalının davacıya bir vaadde bulunduğunuve vaadinin teminatı olarak da davacıya sözleşmede geçen bono senedini verdiğini, sözleşme içeriğinde davacının iddia ettiği ödemeye ilişkin br kayıt bulunmadığı gibi sonraki yasal süreç içinde de davalının tüm beyanlarında kendisine davacı tarafından sözleşme gereğince herhangi bir ödeme yapılmadığını açıkça beyan ettiğini ve davacının tüm ödeme iddialarını  kesin olarak reddettiğini,  davacının ödeme iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini, yine ceza mahkemesinde verilen kararın bu davayı bağlayacağı iddiasının da hukuki dayanağı bulunmadığını belirterek hukuki ve maddi dayanağı bulunmayan  davanın reddine karar verilmesini  mahkememizden talep etmiştir.
Fethiye 1.İcra Müdürlüğünün 2010/.. Esas sayılı dosyasının  incelenmesinde, alacaklının Y.., borçlunun … olduğu, 16/07/2007 tanzim tarihli 01/01/2010 vade tarihli 250.000 TL lik sono  nedeni ile 75.000,00 TL asıl  alacak üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Fethiye İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacının …, davalının Y… olduğu, şikayet nedeni ile yapılan yargılama sonucunda şikayetin kabulü ile Fethiye 1.İcra Müdürlüğünün 2010/… esas sayılı takibinin  iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Fethiye 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; katılanın .., sanıkların Y..ve … olduğu, resme belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanıklardan … hakkında hükmün  açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, sanık Y… hakkında 2 yıl 1 ay  hapis cezasına hükmediği, sanık … yönünden kararın kesinleştiği, sanık Y…. yönünden kararın bozulduğu ve yeniden yapılan yargılama  sonucunda sanık Y…’in beraatine karar verilerek kararın temyiz edilmeksizin 12/05/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Alacağın güncel değerinin tespiti için rapor  aldırılmak üzere dosyamız Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, bilirkişi …16/02/2017 tarihli raporunda 16/07/2007 tarihinde ödenen 45.000,00 TL nin dava tarihi itibari ile ulaştığı değerin 116.111,82 TL olduğunu beyan etmiş, davacı vekili rapor doğrultusunda davasını ıslah ederek harcı ikmal etmiştir.
Tüm dosya kapsamı külliyen  değerlendirildiğinde;
Öncelikle ispat hususunu ve bu yükün kimde olduğunu açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf, o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılan alacak davasıdır. Dosya kapsamında bulunan anlaşma senedinde her ne kadar 45000 TL’ye ilişkin kısım belirtilmemişse de tarafların imzasını taşıyan bu belge yazılı delil başlangıcı sayılıp Fethiye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin  2016/… Esas sayılı dosyasındaki deliller mahkememizce değerlendirilmiştir.
Müşârün-ileyh dosya incelendiğinde, anlaşma senedinde imzaları bulunan şahitlerin beyanlarına göre davacının filhakika 45000 TL’yi davalıya verdiği, yargılama yapan mahkemece bu şekilde kabul edilip karara bağlandığı ve Yargıtay’ca onanarak kesinleştiği görülmüştür. Müdde-i iddiasını ispatla mükelleftir kuralı gereği ispat yükü kendi üzerinde olan davacı davasını mahkememiz nezdinde ispatlamış kabul edilip binaen aleyh davacının talebi ile ilgili güncelleştirilmiş bedel hususunda aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
45.000,00 TL nin güncel karşılığı olan 116.111,82 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım  gelen 7.931,59 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 768,49 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 1.214,41 TL nin mahsubu ile  bakiye  kalan 5.948,69 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacının bu dava  nedeni ile yapmış  olduğu tebligat ve posta gideri 145,40 TL, bilirkişi ücreti 275,00 TL ve harç toplamı 2.016,40 TL olmak üzere toplam 2.436,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan  12.038,94 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; davacı vekili, davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden  itibaren  iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2017